İstanbul’da 29 Kasım 2024 tarihinde düzenlenen TRT World Forum etkinliğinde, İsrail’in Gazze’deki taarruzlarını protesto eden bir küme hareketçi, polis müdahalesine maruz kaldı. İstanbul Kongre Merkezi önünde yapılan protesto sırasında gözaltına alınan 7 kişi, fizikî şiddet ve makus muamele gördüklerini tez etti. Gözaltına alınanlardan Mücahit Özel ve Fatma Dilara Gezmişoğlu, azap ve berbat muameleye maruz kaldıkları gerekçesiyle savcılığa hata duyurusunda bulundu.
GÖZALTINDA AZAP VE BERBAT MUAMELE İDDİALARI
Dava dilekçesine nazaran, aksiyoncular polis tarafından sert müdahaleye maruz kaldı, sürüklendi ve darp edildi. Gözaltında tutuldukları 3 gün boyunca çıplak aramaya zorlandıkları, fizikî şiddet gördükleri ve uzun mühlet yemek ve su verilmediği öne sürüldü. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’nde, bir polis memurunun gözaltındaki bayanlara cinsel tacizde bulunduğu savı da dava dilekçesinde yer aldı.
MAHKEMEYE TAŞINAN SÜREÇ
Olayın akabinde avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran mağdurlar, ilgili kolluk vazifelileri hakkında soruşturma açılmasını talep etti. Lakin İstanbul Valiliği, 19 Şubat 2025 tarihli kararıyla soruşturma müsaadesi vermedi.
Valiliğin münasebetinde, polislerin hukuka uygun hareket ettiği, doktor raporlarında ciddi bir darp bulgusuna rastlanmadığı ve gözaltındaki şahısların yeme içme üzere temel muhtaçlıklarının karşılandığı öne sürüldü. Valilik ayrıyeten, çıplak arama ve azap savlarının kâfi kanıt içermediğini savundu.
“DELİLLER GÖRMEZDEN GELİNDİ”
Gözaltına alınan şahısların avukatı Adem Bingöl, müvekkillerinin yaşadığı makûs muamelenin hem hastane raporlarına hem de şahit tabirlerine yansıdığını belirterek, soruşturma müsaadesi verilmemesinin hukuk dışı olduğunu söyledi. “Müvekkillerim gözaltında önemli fizikî şiddete maruz kaldı. Çıplak arama yapıldı, tehdit edildiler. İstanbul Valisi bile bu olaylara tanıklık etti. Fakat, polisler hakkında soruşturma açılmasını engelliyorlar” dedi.
Avukat Bingöl, valilik kararına karşı İstanbul Bölge Yönetim Mahkemesi’ne başvurduklarını ve soruşturma müsaadesi verilmemesi kararının iptalini talep ettiklerini açıkladı.
ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN DEĞERLENDİRME
Dava dilekçesinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına atıfta bulunularak, çıplak aramanın ve makûs muamelenin azap kapsamına girdiği vurgulandı. Birleşmiş Milletler Azaba Karşı Mukavele ve Avrupa İnsan Hakları Mukavelesi’nin 3. hususu gereği, Türkiye’nin azap ve makus muamele tezlerini bağımsız ve tesirli bir biçimde soruşturmakla yükümlü olduğu hatırlatıldı.